Yerel seçimlerin sonuçları, Türkiye'nin siyasi arenasında büyük bir dalgalanmaya neden oldu. Ak Parti'nin beklenmedik şekilde ciddi oy kaybına uğraması, siyaset çevrelerinde ve kamuoyunda birçok tartışmayı beraberinde getirdi. 31 Mart'ta gerçekleşen seçimler, Türkiye'nin birçok önemli belediyesinin CHP'nin kontrolüne geçmesiyle sonuçlandı.

 

Siyaset analistleri, gazeteciler ve yazarlar, Ak Parti'nin seçimlerdeki yenilgisini değerlendirirken bir dizi faktörü ele alıyorlar. Bazıları, emeklilerin sandığa gitmemesi gibi demografik değişkenleri gösterirken, diğerleri Ak Parti'nin geleneksel seçmeninin sandığa gitmeme eğilimine işaret ediyor. Ayrıca, ekonomik zorluklar ve artan işsizlik gibi faktörlerin de seçmen tercihlerini etkilediği belirtiliyor.

 

Ak Parti'nin yerel seçimlerde yaşadığı oy kaybının altında yatan sebeplerin birden fazla olduğu konusunda genel bir konsensüs var. Ancak, bu sebepler arasında belki de en belirgin olanı, emeklilerin oy tercihleri ve beklentileri olarak öne çıkıyor. Özellikle, aylık 10 bin TL gibi geçim sıkıntısı içinde olan emeklilerin, seçimlerde Ak Parti'ye yönelik bir tepki gösterdiği açıkça görülüyor. 

 

Emekliler, geçim sıkıntısı ve ekonomik belirsizliklerle boğuşurken, partilerden beklentileri de oldukça yüksek. Ancak, son dönemde emeklilerin yaşadığı ekonomik zorluklarla başa çıkma konusunda yetersiz buldukları politika ve destekler, Ak Parti'ye yönelik bir güvensizlik duygusu yarattı. Bu nedenle, seçimlerde emeklilerin Ak Parti'ye verdiği tepkinin oldukça belirleyici olduğu söylenebilir.

 

Kuşkusuz, Ak Parti'nin emeklilerle ilgili politikalarının Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesindeki dönemde EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) sorununu çözmesi, parti için kritik bir adım olarak görülüyor. Eğer bu adım atılmamış olsaydı, belki de seçim sonuçları çok daha farklı olabilirdi ve hatta iktidar kaybedilme riskiyle karşı karşıya kalınabilirdi.

 

Herkes EYT’nin çıkarılmasını hata olarak görüyor ama çıkarılmasaydı belki de Erdoğan bugün seçimleri kaybetmiş, Cumhurbaşkanlığı koltuğundan kalkmıştı.  Atılan adım o anki sorunu geçici de olsa ortadan kaldırdı.

 

Bana göre Türkiye'nin politikası sadece emeklilerle ilgili değil, daha geniş bir perspektifle ele alınmalı. Ülkenin sürdürülebilir kalkınması ve ekonomik istikrarı için sadece emekli politikalarına dayalı bir strateji yeterli değil. Bu nedenle, Türkiye'nin acil bir şekilde üretim ve sanayiye yönelmesi gerekiyor.

 

Kuşkusuz, ülkemizin karşı karşıya olduğu bir diğer önemli sorun da gençler arasında yaygın olan iş beğenmeme ve çalışmama eğilimidir. Çoğu genç, kolay ve hızlı bir şekilde para kazanma arzusuyla çalışma hayatından uzaklaşmış durumda. Türkiye'nin gelişimi için nitelikli iş gücüne olan ihtiyaç, her zamankinden daha büyük. Bu nedenle Türkiye’nin Maliye kurmayları emekli yükünden kurtulmak istiyorlarsa gençlerin iş dünyasına adım atabileceği, iş dünyasındayken hayatını rahat idame ettirebileceği politikaları masalarının önlerine koyması gerekiyor. Tarım, sanayi ve teknoloji ve hizmet sektöründe köklü reformları mutlaka yapmak gerekiyor. Aksi taktirde seçimlerde kim iktidara gelirse gelsin kaybeder!