YEREL SEÇİMLER

Eyüp Koçak

-Son dönemde, çeşitli kesimlerle yaptığım sohbetlerde, toplumun farklı kesimlerinin görüşlerini dinliyorum. Ekonomik durum, yerel seçimler gibi pek çok konuyu ele aldık.

Elbette konuşmak önemli, ancak bazen ne kadar konuşsak da bir sonuç alamayabiliyoruz. Yaşadığımız olay ve gelişmeleri, çoğu zaman önceden tahmin edemez ve sonrasında da "nasıl oldu" diye sorgularız. Toplum olarak bir dizi zorlukla karşı karşıyayız. Virüs salgını, ekonomik sıkıntılar gibi sorunların ardı arkası kesilmiyor ve her yeni gün yeni bir krizi getiriyor.

Bu krizlerin siyaset dünyasında yankı bulmadığını görmek çok üzücü. İktidar ve muhalefet partileri arasındaki tek ortak noktanın, yerel seçimler konusu olduğunu düşünüyorum. Çünkü siyasetçilerin çoğu, mevcut durumda aylık gelirlerini alıp hayatlarını sürdürebiliyorlar. Temel ihtiyaçların karşılanması, ev kiralarındaki fahiş artış, milletvekillerini ilgilendirmiyor ve etkilemiyor.  Bu gibi zorlukları çözmek, profesyonel ve kalıcı çözümler üretmek milletvekilleri için hiçbir zaman öncelikli hedef olmadı. Onlar için genel başkanlarının ne söylediği önemli oldu.

Onlar için her şey kolay ve rahat; milletvekili lojmanlarında oturuyorlar, özel lokantalarda indirimli yemek yiyebiliyorlar.

Bu yüzden siyasetçilerin bu dönemde öncelikli konusu ekonomi değil, yerel seçimler oluyor. Kimin hangi belediye başkanlığını kazanacağı, hangi parti hangi ilde daha güçlü olacak gibi konular ön planda. Ancak toplumun çoğu için bu konular artık ikinci planda kalmış durumda. İnsanlar kendi yaşamlarıyla uğraşmak zorunda, zira yaşadığımız dönemdeki zorluklar insanların enerjilerini ve dikkatlerini kendi hayatlarına odaklamalarına neden oluyor. Özellikle muhalefet seçmenleri arasında büyük bir kızgınlık ve yorgunluk hali göze çarpıyor.

Sadece bu olsa iyi…

Bu kızgınlık ve yorgunluk artık bir kabullenişe dönüşmüş gibi görünüyor. Bu tepkilerin temelinde haklı bir kaygı var. İnsanlar, yaşanan büyük sorunlara rağmen siyasetçilerin kendi koltuklarına sıkı sıkıya sarıldığını, sorunları çözmek yerine görmezden geldiklerini düşünüyorlar. Haksız da değiller. Bu durum, halkın yerel seçimlere olan ilgisini azaltıyor.

Muhalefet seçmenleri arasında ise, özellikle Kemal Kılıçdaroğlu'nun istifasını vermeyip siyaseti kendi yöntemleriyle sürdürme çabalarına ciddi tepki olduğunu söyleyebilirim. Bu kesim, yerel seçimlerde de benzer bir tavrın sergileneceğini düşünüyor. Bu durumun, Cumhur İttifakı'na avantaj sağlayabileceğini söyleyenlerin sayısı az değil.

Olağanüstü zamların yaşandığı bir dönemde muhalefet partilerinin bir araya gelmeyi düşünmesinin zayıf bir strateji olduğunu ifade edenler çoğunlukta. Bu yaklaşımın artık toplum nezdinde kabul görmeyeceğini düşünüyorlar.

Konuştuğum muhalif seçmenlerin birçoğu, artık ittifak stratejilerine inanmadıklarını ve oy vermeyeceklerini ifade ediyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu'nun liderliğindeki stratejilerin artık sonuç vermeyeceğini düşünüyor ve sesli dile getiriyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerel seçim yaklaşıma dahil olan partilerin, bedava milletvekilliği kazanan partiler olabileceğini ifade ediyorlar. Yaşanan zorluklar ve siyasi gelişmeler toplumun farklı kesimlerini etkiliyor ve farklı tepkilere neden oluyor. Siyasetçilerin gündemi ve halkın talepleri arasında bir uçurum olduğu ortada. Bu durum, gelecekteki yerel seçim sonuçlarını da etkileyebilir.

İzleyip, göreceğiz…