Son zamanlarda çevremde bazı insanlar görüyorum. Gerçeklere gözlerini kapatmış, kendi çıkarından başka bir şey düşünmeyen, duyarsız, ahmak insanlar. Öyle tuhaflar ki, kendilerinin akıllı, başkalarının akılsız olduğunu düşünüyor, cehaletin verdiği cesaretle karambole yaşıyorlar.
Bir defa öyle tuhaflar ki, her şeyi biliyorlar. Her şeyin en iyisini, en güzelini yaptıklarından hareketle safa yatıp, ta ki işin ucu bir kendilerine dokunana kadar, öyle yaşamlarını devam ettirmeye çalışıyorlar. Bu insanların ortak özelliklerinden bir tanesi de oldukça yalancı, ahlaksız ve vefasız olmaları. Doğruların söylenmesi onların hiçbir zaman hoşuna gitmiyor. İstiyorlar ki, herkes peşlerinde pervane gibi dönsün. İstiyorlar ki, bütün her şey onların önlerine serilsin.
Yüzünüze gülen, arkanızdan bin bir dalavere çeviren bu insanların çevremizde arttığını gördükçe, gelecek adına kaygılanıyorum. Bazen “acaba kıymet mi kopacak ki, bu insanlar bu kadar çığırından çıktı” diye kendime sormadan edemiyorum.
Şu yaşadıklarımıza bir bakın Allah’ınızı severseniz. Böyle bir toplumda; sevgi, saygı ve hoş görü olur mu? Hangi hastalık, bu insanoğlunun kendisine gelmesini sağlayabilir ki?
Allah’ın belası şu dünyada, taş çatlasa seksen yıl yaşayıp defolup gideceksiniz. Nedir bu dünya malına bu kadar sarılmanız? Ne olursanız olun, hangi menzile varırsanız varın, ne götüreceksiniz öbür tarafa da, bu kadar bağlandınız paraya, pula, şana ve şöhrete?
Dünya kadar malınız, dünya kadar paranız olsa ne götüreceksiniz öbür tarafa? Kim götürmüş de siz götüreceksiniz? Bu kadar küçülmenizin, bu kadar boka batmanızın size verdiği keyfi anlamıyorum.
Her şeyi siz biliyorsunuz!
Her türlü ahlaksızlığın arkasında siz varsınız ama ahlak sadece sizin dilinize vurmuş, kalbinize değil…
Yeri geldi mi Allah’ı, yeri geldi mi Ali’yi dilinizden düşürmüyorsunuz ama Ali de Allah da sizden davacı farkında değilsiniz!
Yalancılıktan dem vurursunuz ama siz yalanı yaşam biçimi haline getirmişsiniz. Aynada kendi yüzünüze bakmaya cesaretiniz yok ama başka insanlara ayna olma hadsizliğinden vazgeçmiyorsunuz.
Nedir yahu bu telaşınız, bir kendinize gelin!