Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin'in bir barış ve huzur kenti olduğunu belirterek, "Mersin sokaklarında herkes güvenle gezer. Mersin demek Türkiye demek, Türkiye'nin özeti demektir. Onun için Mersin geleceğin yıldızı" dedi.
Seçer, "Ekonomik İşbirliği Sohbetleri Oyun Kurucu Mersin" panelinde yaptığı konuşmada, Mersin'e katkı sağlayan her hareketin ilgi alanlarında olduğunu belirterek, Mersin için yapılan her doğru işte ve her makul işte bu emeklerin yanında olacaklarını söyledi. "Mersin'in, geleceğin yıldızı bir kent olduğunu söylüyorum" diyen Seçer, "8-10 bin yıllık bir tarihin üzerinde nefes alıp veriyoruz bu topraklarda. Allah'ın insana bahşettiği bütün güzellikleri içinde barındıran bir kentte yaşıyoruz. Bir belediye başkanı kentini sevmiyorsa, kentine inanmıyorsa, insanlarını sevmiyorsa, zaten o koltukta oturmasının da bir anlamı yok. Bir belediye başkanı, kentin ta kendisidir. 19. yüzyılın ilk yarısından sonra, o günkü dünya konjonktüründeki ihtiyaçtan kaynaklanan liman ve limanın her geçen gün büyümeye başlaması, limanın ortaya çıkardığı ticari imkanlar, o dönemde ticaretle uğraşan insanların buraya gelmesi ve beraberinde gerçekleşen kültür transferi, Mersin'in gelişimine etki etmiştir. Onun için Mersin dinamiktir. Buraya yatırım yapmak isteyenlere şunu söylemek isterim; Mersin bir barış ve huzur kentidir. Mersin sokaklarında herkes güvenle gezer. Mersin demek Türkiye demek, Türkiye'nin özeti demektir. Onun için Mersin geleceğin yıldızı" ifadelerini kullandı.
"Ana Konteyner Limanı Mersin'e yapılacaksa, Yumurtalık'ta ÇED toplantısı yapmanın manası nedir?"
Mersin'de hiçbir belediye başkanının yapmadığını yaptığını kaydeden ve Mersin Limanı ile ilgili yaşanan gelişmelerle konuşmasına devam eden Seçer, "Ana Konteyner Limanını sürekli gündeme taşıdım. Bunun bir nedeni vardı. Polipropilen tesisleri yapılmasın diye belediye başkanı olarak dava açtım ve Yüksek Mahkemede de nihayetlendirdik. Neden? Çünkü her biri bir oyunun parçalarıydı. Orası liman bölgesi. Oranın mazisi devlet arazisi. Orası, zamanında bir gübre girişimi için bazı gruplara verildi ve tahsis edildi. Onlar da onu aldı, belli bir gruba sattı. O grup devletten çıktı, özel sermayenin eline geçti. Ben özel sermaye karşıtı değilim. Diğer taraftan yerli veya yabancı sermaye düşmanlığını da reddederim. Yatırım olmazsa olmaz ama kontrolünü yapmadan o yatırımı yaptırmam. Çünkü benim politikalarım halkçı olacak. Polipropilen tesisi onlardan biriydi. Burada bir Ana Konteyner Limanı yeri işaretlenmiş. Mevcut liman devam etsin ama yeni limanı genişleteceğiz diye, acaba gelecekte bir sonuç almak için bir oyunun parçası olarak mı kullanılıyor? Yani bir müddet sonra "burada limana ihtiyaç yok, zaten Kalkınma Planı'nda Mersin ibaresi kalktı, Doğu Akdeniz ibaresi oldu. Bunu Mersin'den alalım, bir başka tarafa, bir başka ile götürelim" düşüncesi mi vardı? Şimdi tam da böyle oldu. Bir haftadır gazeteleri takip ediyorsunuz. Buraya Ana Konteyner Limanı yapılacaksa, Adana Yumurtalık'ta Ana Konteyner Limanı için ÇED toplantısı yapmanın manası nedir? Ben bu kentin belediye başkanıyım. Ben kentimin haklarını sonuna kadar korumakla mükellefim. Benim görevim sadece yolu temizlemek, sineği öldürmek değil" şeklinde konuştu.