OFM Antalya Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Şakir Özdemir, deprem anını yeniden yaşıyormuş gibi tekrar tekrar hatırlamanın, ani irkilme, korku, kaygı ve endişe, uykusuzluk, kabus görme, moralsizlik, keyifsizlik, yalnızlık, umutsuzluk, çaresizlik hissi gibi sorunlara neden olduğunu dile getirdi.
Deprem felaketinin ani fiziksel ve ruhsal tahribatlar yarattığının altını çizen Uz. Dr. Özdemir, "Belirsizlik ve bilinmezlik ruhsal olarak insanların tahammül etmekte, tolere etmekte zorlandığı durumlardır. Deprem aniden ve hızlı gelişen fiziksel ve ruhsal çok ağır tahribatlar yaratabilen doğal bir afettir. Birkaç dakikalık bir süre tüm insan yaşamında çok kısa bir süre olsa da deprem benzeri felaket ve afet durumlarında felâketzede için ruhsal olarak dayanılması, tolere edilmesi güç, çok uzun bir süredir. Yoğun bir şekilde korku ve çaresizlik hisleri vardır. Yaşamı kendi kontrolünden tamamen çıkmış, kontrol edilemez bir felakete doğru ilerleyen şok ve dehşet hali mevcuttur" ifadelerini kullandı.
ÇOCUKLARDA ÖFKE VE SİNİRLİLİK HALİ
Deprem felaketinde en fazla psikolojik değişimlerin çocuklarda meydana geldiğini söyleyen Uz. Dr. Şakir Özdemir, çocuklarda sinirlilik, öfke hali ile ortaya çıkan değişimleri şu sözlerle aktardı:
"Çocuklar için bu tür felaketlerin ruhsal etkileri daha şiddetli ve uzun süreli travmatik etkilere neden olabilir. Çocuklar duruma anlam vermekte, anlamlandırmakta erişkinlere göre daha fazla güçlük çekerler. Korku ve çaresizlik hisleri daha derin olabilir. Felaketin yıkıcı etkilerinin geçtiği aylar sonrasındaki dönemlerde bile travmatik ruhsal belirtiler gösterebilirler. Örneğin; tuvalet eğitimi, becerisini kazanmış 6-7 yaşlarındaki bir çocuğun tekrar altına kaçırmaya başlaması gibi. Sinirlilik, öfke ve ağlama nöbetleri, ani irkilme, uyku sorunları gibi belirtiler gösterebilirler."
UMUTSUZLUĞU GİDERMEK ÖNEMLİDİR
Uzm. Dr. Şakir Özdemir, deprem ve benzeri felaketlerin ruhsal etkilerinin ilaç tedavisi ve psikoterapi ile tedavi edilebileceğini söyledi. Uz. Dr. Özdemir, "Deprem ve benzeri felaketlerin ruhsal etkileri; travma sonrası stres bozukluğu, depresyon gibi ruhsal rahatsızlıklara neden olabilir. Deprem anını yeniden yaşıyormuş gibi tekrar tekrar hatırlama, ani irkilmeler, korku, kaygı ve endişe, uykusuzluk, kabus görme, moralsizlik, keyifsizlik, yalnızlık, umutsuzluk, çaresizlik hissi gibi duygu, düşünce ve davranışları olabilir. Bu rahatsızlıklıların tedavileri ilaç tedavisi ve psikoterapi ile mümkündür. Deprem ve benzeri felaketi yaşamış bir bireye yapılması gereken en önemli şey anlaşıldığını, yalnız olmadığını, çaresiz olmadığını samimi bir şekilde hissettirmektir. Kendisini güvende hissettirmek önemlidir. Umutsuzluğunu gidermek önemlidir. Sosyal destek önemlidir. Devletin ilgili birimlerinin felaketzede bireylerin ruhsal ve fiziki şartlarını, gereksinimlerini günümüz için ve gelecekleri için, kendilerini umutlu ve güvende hissedecek bir biçimde düzenlemesi, organize etmesi çok önemlidir" ifadelerini kullandı.
FOTOĞRAFLI
DHA