Mersin'de yaşayan 34 yaşındaki Seçil Çoşgun, iğneyle yünden yaptığı tablolarla inanılmaz sanat eserleri ortaya çıkarıyor. 8 yıl önce meme kanserine yakalanan ve başarılı tedaviyle kanseri yenen Çoşgun, bir tablo için aylarca uğraşırken, binlerce kez bazen ise milyonları vuran iğne darbeleriyle yünleri tabloya dönüştürüyor.
Mersin'de yaşayan Çoşgun, yünden yaptığı birbirinden renkli, güzel tablolarla görenlerin büyük beğenisini topluyor. Yün ve iğne kullanarak birbirinden güzel eserler ortaya çıkartan Çoşgun, bugüne kadar 5'i bilindik 10 yünden tablo ortaya çıkardı. Keçe üzerine iğneyle yünleri işleyen Çoşgun, bir tablo için aylarca uğraşırken, binler kez bazen milyonları vuran iğne darbeleriyle tablolarını ortaya çıkarıyor.
"Yünle oluşturduğum tablolarla bir ilk olmayı hedefliyorum"
Yaptığı çalışmalarla ilgili İHA muhabirine konuşan Seçil Çoşgun, asıl mesleğinin tekstil mühendisliği olduğunu söyledi. Yaklaşık 10 yıldır bu mesleğin içinde olduğunu belirten Çoşgun, "Bu işe kendi ceketlerime, kendi eşyalarıma küçük motifler yaparak başladım. Bu şekilde çizimi hayatıma dahil ettim. Mesleğimle sanatımı her zaman buluşturmanın yolunu aradım. Bunun üzerinden de yünle çalışma fikri geldi. Çünkü yün doğal bir malzeme olduğundan tercih ettim. Tabi güzel bir malzeme ama benim tasarımlarım açısından detayları olan, işlenmesi zor olan bir materyal. Yine de kendimi daha profesyonel şekilde geliştirmeye ve ilerlemeye çalışıyorum. Yünle oluşturduğum tablolarla bir ilk olmayı hedefliyorum. Bunun dünya çapında bir sanata dönüşmesini istiyorum. Bunun yanında da sanatın insanları iyileştirdiğini ve geliştirdiğini düşünüyorum. Buna bağlı olarak da belki ilerleyen dönemlerde sanatım göz önünde bulundurduğunda eğitime dönüştürmeyi düşünüyorum" dedi.
"İlk baktıklarında yağlı boya sanıyorlar"
İnsanların eserlerine baktıklarında ilk önce yağlı boya sandıklarını vurgulayan Çoşgun, "Eserlere daha fazla yaklaşmalarını istiyorum ve görünce çok şaşırıyorlar. Nasıl işlediğimi, neyin üzerine yaptığımı merak ediyorlar. Bununla ilgili araştırmalarımı yaptım. Yün birçok yerde kullanılıyor. Ben bunu daha farklı, sanatsal yönü yüksek bir esere dönüştürmek istedim. Şu anda 10 tane eserim var. Bunların 5 tanesi ünlü ressamların gerçek orijinal tabloları, 5 tanesi de kendi kişisel tasarımlarımdan olan eserler. Bu tabloları yaparken enerji doluyorum. Huzur veriyor. Günün stresi, kafamdaki sorular, yorgunluğum bu işin başına oturduğumda tamamen gidiyor" şeklinde konuştu.
"İkinci hayatıma çok mutlu devam ediyorum"
8 yıl önce meme kanserine yakalandığını belirten Çoşgun, "Aslında hiçbir zaman insan olarak bu tür şeyleri hiçbir zaman kendimize yakıştırmıyoruz. Bende bununla karşılaştım. Kendime bunu hiç yakıştırmadım. Daha sonra ise bundan sonra ne yapabilirim diye düşünerek, kararlarımı aldım, tedavimi oldum. Çok şükür kanseri yenmiş bir birey olarak ikinci hayatıma daha mutlu devam ediyorum. Benim için hayattaki en önemli sözcük sevgi. Çünkü hayattaki olumsuzlukların, kötülüklerin kaynağının sevgisiz olduğunu düşünüyorum. Ne yapacaksak o işe sevmekle başlamak gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.
"Bir tabloya milyonlarca kez iğne vuruşu yapmış olabiliyorum"
Yaptığı sanatla ilgili de konuşan Çoşgun, "Bu yünlü eserler tablolarını keçe üzerine renkli, doğal yünleri kullanarak iğneleme tekniğini uyguluyorum. Bu işlemin ciddi bir detayı var. Yün materyalı oldukça kullanımı zor. İçerisinde farklı üretim yerlerinden kaynaklı parazitler olabiliyor. Ne kadar temiz olursa o kadar iyi görüntü elde edebiliyorum. Bunları çalışırken birbirlerine harmanlayarak yapıyorum. İşlerken de ucunda çeltikleri olan ince bir iğne. Yünden oluştuğu için aslında çok daha kolay bir korunması var. Yün sıcaklıkla ve suyla kendini sabitleyen bir malzeme. Ben de ürünlerimi tablo haline dönüştürmeden önce son kez buharlı bir ütüyle ütüleyerek, sabit kalmasını sağlıyorum. Bir eseri oluştururken aslında ön planda olan sadece motif değil tablonun tamamı yükle kaplanmış oluyor. Bir çalışmayı bitirmek aylarımı alabiliyor. Bunu işlerken de bir tabloya milyonlarca kez iğne vuruşu yapmış olabiliyorum" ifadelerini kullandı.