AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, "Medyanın izlenme, tıklanma ve reyting uğruna toplumun ruh sağlığını tehlikeye atmamasını diliyoruz ve istiyoruz. Bu konuda sorumlu olan kurumları ve başta Radyo ve Televizyon Üst Kurulu olmak üzere göreve davet ediyoruz" dedi.
Kahramanmaraş'ta faaliyet gösteren ulusal ve yerel basın mensupları ile düzenlenen programda bir araya gelen
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, televizyon programlarında gösterilen şiddet olaylarının toplumun ruh sağlığını bozucu faktörler olduğunu söyledi. Hem dijital platformlarda hem de televizyon ekranlarında çocukların şiddeti izlediğini ifade eden Ünal, "Bizim, karamsarlık ve umutsuzluk yayarak değil umudu ve inancı çoğaltarak bu işi yapmamız gerekiyor. Reyting ve izlenme uğruna hem dijital de hem de konvalsiyolde gördüğüm manzara beni ürkütüyor. Yani bir haber düşünün, 100 kişilik örnekleme aldığınız da 1 kişi kavga eder. Yüzde biri ve yüzde ikiyi alıp, yüzde yüz olarak gösterebilir misiniz? Televizyonları bir açıyorsunuz aman Allahım. Şiddet, şiddet, şiddet. Psikologlar ne diyor, "çocuklar şiddeti iki türlü öğrenir" görerek ve yaşayarak. Biz sürekli çocuklarımıza şiddet görüntüleri sunuyoruz. Ne adına, tıklanma ve izlenme adına. Bütün dünyada intihar görüntüleri ile intihar olayları arasında doğrudan bir korelasyon vardır. O yüzden Dünya Sağlık Örgütü şiddet, intihar ve benzeri haberleri ve görüntüleri insanın ruh sağlığını bozucu faktör olarak nitelendiriyor" dedi.
Televizyonların sabahtan akşama şiddeti gösterdiğini ifade eden Ünal, RTÜK ve ilgili kurumları göreve davet etti. Dünya Sağlık Örgütü'nün konuyla ilgili uyarılarının olduğunu ve dikkate alınması gerektiğini söyleyen Ünal, "Geçen gün bir akşamda üç ayrı dizide üç ayrı intihar sahnesi vardı. RTÜK başkanımızı aradım dedim ki, "Bütün dünyada, Dünya Sağlık Örgütü dahil bununla ilgili Kod-5'i yayımladılar. Bir akşamda üç ayrı dizide nasıl oluyor da üç ayrı intihar olayı oluyor. Daha şiddeti saymıyorum. Sabahtan akşama kadar siz televizyonlarda ne gösteriyorsunuz şiddet gösteriyorsunuz. Bunun adı habercilik değil, bunun adı sorumsuzluktur. Sosyal sorumluluğu üstlenmemektir bunun adı. Biz şiddetin bir sarmala dönüştüğü bir toplumsal yapı istemiyoruz. Medyanın bu konuda sorumluluğunu üstlenmesini ve medyanın en azından ruh sağlığı açısından, en azından Dünya Sağlık Örgütü'nün bu konuda yaptığı uyarıları dikkate almasını izlenme, tıklanma ve reyting uğruna toplumun ruh sağlığını tehlikeye atmamasını diliyoruz ve istiyoruz. Bu konuda sorumlu olan kurumları da başta Radyo ve Televizyon Üst Kurulu olmak üzere göreve davet ediyoruz. Prime timeda izlenilirlik oranım yüksek olsun diye kimsenin toplumun ruh sağlığını tehlikeye atma hakkı bulunmamaktadır" diye konuştu.