İskandinav turumuz; Finlandiya - İsveç-2
A+A-
NORVEÇ
Uzun bir yolculuktan sonra Norveç’e geldik. Gelirken yolda 25km olan Laerdal tünelinden geçerken resmen bunaldım. Norveç başkenti Oslo olan İskandinavya ülkesidir. 5 milyon nüfusu, bol su kaynakları ve muhteşem kelimesinin az kaldığı bir ülke. Kendilerini isvec'ten üstün gören bir ülkeymiş. Doğa olarak kesinlikle haklı olabilirler. Dünyanın en güzel, en demokrat, en huzurlu ülkelerinden biri. Habire balık yiyorlar. Her yemeklerinde, her öğünde balık var. Valla balıktan tiksindim...
Halkina inanilmaz vergiler odeten bir ulke.Kuzeyinde 2 ay gece 2 ay gündüz yaşanan bir ülke.Dünyanın en güzel doğasına sahip ülke burası bence.şelaleler ,dağlar,deniz,ve çatılı evler.Ben burda sıkılırım orası kesin ama doğayı sevenler burayı mutlaka görmeli. İlk olarak tekne ile dağların arasında Fiyord gezisi yaptık..(fiyord :dik yamaçların oluşturduğu vadinin ,derinliği deniz seviyesinin altında olması nedeniyle deniz suyuyla dolmuş halidir) Norveç demek fiyord demek dolayısıyla fiyortları görmemek Norveç’i gezmemiş olmak demekle aynı kapıya çıkıyor .Yüzlerce resim çekiyorsunuz ve doymuyorsunuz tam bir doğa harikası.
Mükemmel gezimizin ardından Bergene geldik. İlk olarak Floyen tepesine çıktık .Tepede muhteşem Bergen manzarası ayaklarınızın altında kalıyor.her yerde troylerin Norveç cinlerinin figürleri var. Rehberimiz bize saat 2de buluşalım dedikten sonra biz oğuzla ormana girdik .Ve bilerek kaybolduk.Orman meyveleri yiye yiye gezdik .Hem korkuyordum ,hem heyecanlanıyordum .Sonunda ağın en tepesine çıktık .Ve hiçbir Allahın kulu yoktu.çok yorulduk ama zevkliydi.Vaktinde tekrar bergende buluştuk.Annemin havyar siparişlerini aldık .Balıkçı pazarını gezdik. Bergen’i dolaşıp meşhur sıra evlerinin önünde fotoğraf çektirdikten sonra tren yolculuğuna gittik. Bergen ile Myrdal arası modern bir trenle yaptığınız iki buçuk saatlik yolculuktan sonra Myrdal’da ünlü klasik ve tarihi Flamsbana trenine geçtik.
Bizi nefes kesen görüntülerle buluşturacak olan tarihi trenin toplamda 1 saat süren bu yolculuğun her dakikası ömre bedel. National Geographic ve Lonely Planet haklı olarak ilk dünyanın en iyi tren yolculuğu listesine almış. İçi kırmızı tonlarında döşenmiş dışı ise hâki rengine boyanmış tren kısa bir sürede bizi tepelerine çıkararak manzara bombardımanına tuttu. Fotoğrafları hangi açıdan çekeceğimizi şaşırıp elimizi ayağımıza dolandıracak kadar heyecanlandık. Trenin camları açılabiliyor dolayısıyla hem dışarıyı izleyebiliyor hem de kameranızı dışarı çıkararak çekim yapabiliyorsunuz. Kjosfossen isimli gürül gürül akan şelalenin önünde durarak resim bile çekebiliyorsunuz. Burada bir animasyon yapmışlar .Müzik çalıyor ve kızlar çıkıp şelalenin tepesinde dans ediyorlar.Efsaneye göre yenilmez Viking askerlerini bu kızlar baştan çıkarıp yanlarına bu şarkıyla çağırıyor ve öldürüyorlarmış.Uzun ve güzel bir günün ardından otelimize geldik.Ertesi sabah Osloya hareket ettik.
Oslo yaklaşık olarak 900 bin nüfusa sahip. Norveç kıt kaynaklara sahip bir ülke iken, 1970’lerden itibaren petrol ve doğal gaz gelirleriyle süratle zenginleşmiş. Dünyanın önde gelen petrol ve doğalgaz ihracatçısı ülkelerinden olan Norveç günümüzde kişi başına düşen milli gelir itibarıyla en zengin ülkeler arasında. "En”lerin şehri Oslo da, dünyanın en pahalı şehirleri arasında da yerini alıyor. Oslo’yu gezmek için en uygun aylar haziran, temmuz ve ağustos.

Öncelikle bu şehrin pahalı bir yer olduğunu bilerek gelmelisiniz ve ona göre de önlemlerinizi almanız gerekir. Gezinin en önemli kuralı enerjinizi kaybetmemek. Bunun içinde yemeden içmeden ödün vermemek gerekir. Mesele yarım litre suyun fiyatı 12 türk lirası civarında; lakin parklarda, meydanlarda ve musluklardan tertemiz su akıyor.
Oslo Belediye Binasına geldik, 1990 yılından beri Nobel Barış Ödülünün töreni bu salonda gerçekleşmekteymiş. Osloyuda güzelce gezdikten sonra otobüsle Danimarkaya geçtik.
DANİMARKA
Kuzey Avrupa‘da yer alan Danimarka, İskandinav Yarımadası’ndaki en küçük ülke. İlk olarak Vikingler’in hüküm sürdüğü bir ülke olan Danimarka, 980 yılından beri bağımsızlığını koruyor. 400’den fazla adadan oluşan ülke tam bir doğa harikası.Deniz Kızı Heykeli, ülkenin
Sembollerinden.
Günümüzde mutlak monarşiyle yönetilen ülkede yaklaşık 5,5 milyon insan yaşıyor. Ülke nüfusunun %90’ını Danimarkalılar oluşturuyor. Kalan %10’luk kısmın çoğunluğunu ise Bosnalı göçmenler oluşturuyor. Resmi dilin Danca olduğu ülkede ikinci dil Almanca ve İngilizce sıklıkla kullanılıyormuş ama ben Almanca konuşan görmedim.Ülkeye Kopenhag başkentlik ediyor. Bir oyuncak çeşidi olan Lego ‘İyi oyna’ anlamına geliyor ve Danimarka merkezli THE LEGO GROUP adlı şirket tarafından üretiliyor. Tivoli Bahçesini ziyaret ettikten sonra Amerika’da bir Disneyland yaratmak fikrine kapılmış.Kopenhaga geldiğimizde ilk olarak meşhur deniz kızını gördük.Uyduruk bir heykel ama onunda bir hikayesi var tabi. Localardan birinde Carlsberg ailesinin veliahtı Carl Jacobsen ,bir tiyatro izlemiş ve çok beğenmiş ayağa kalkmış avuçları patlarcasına çılgınca alkışlamış . Masaldan ve sanatçıların performansından o kadar etkilenmişki ki küçük deniz kızının bir heykelinin yapılmasını istemiş . Heykeltraş Edvard Eriksen , bu iş için görevlendirmiş . Ama küçük bir sorun varmış . Küçük deniz kızını oynayan başrol oyuncusu Ellen Price , çıplak poz vermeye razı olmamış. Bu nedenle Eriksen , sanatçının sadece başını model olarak kullanmış . Vücut bölümünün modeli ise eşi Eline Eriksen aitmiş .
Sonra Nyhavn limanına geçtik.
Burası meşhur bir liman .bol bol resim çektirdik. Şehirde yaya olarak gezerken borsa binasının ilginç mimarisi de dikkatimi çekti çok güzeldi.Sonra Rehberimiz bizi uyuşturucunun serbest olduğu Christania ya götürdü. Ot satışı aslında legal olarak serbest değil, ama polis satışa göz yummakta, zaman zaman (ayda yılda bir) bu bölgede baskın yapmaktadır. işte bu baskınlar sırasında koşma eylemi alarm olarak kullanıldığından, christiania'da normal hallerde koşmak yasaktır.70'lerde hippilerce isgal edilmis, hukumet tarafindan,hippileri cikaramayinca, "alternatif bir toplumsal deney" olarak gozyumulmasi karari alinmis, burası.ilginç bir yer.Sonra Stroget üstünde göreceğiniz Gammel Meydanında gezdik-1608 tarihli bronz fıskiyesi ile- dinlenmek için güzel bir meydandı .Stroget denilen bu yolun Avrupa'nın en uzun sadece yayalara açık alışveriş yolu olduğu söyleniyor . Panoramik bir şehir turu sonrasında otelimize ulaştık ve dinlendik.ertesi sabah kahvaltının ardından İstikamet Kopenhag'ın olmazsa olmazları arasında gösterilen , ama gene bir çok turistte hayal kırıklığı yaratan ünlü bahçeler ve eğlence parkı : Tivoli Bahçeleri. Aslında fena değil ama yinede Lunapark sevmeyen biri için olmazsa olmaz bir yer değil.Oğuzu zor zapt ettim tehlikeli şeylere binmek için can atıyordu ☺.Tivoli bahçelerini gezdikten sonra havalimanına doğru yol aldık ve dünyanın en güzel şehri istanbula döndük.İşte böylece mükemmel gezimiz son buldu .çok eğlendim mutlu oldum herkese tavsiye ederim
Bu yazı toplam 3609 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.