Demir: "Yazılım temelli teknolojilerimizin, dayanıklı hale gelmesi hiç olmadığı kadar elzem bir hale geldi"
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, teknolojideki hızlı gelişmenin aynı hızda ivmeli bir şekilde güvenlik alanındaki...
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, teknolojideki hızlı gelişmenin aynı hızda ivmeli bir şekilde güvenlik alanındaki bir gelişmeyi de tetiklediğini kaydederek, "Yazılım temelli teknolojilerimizin, kritik altyapılarımızın, üretim tesislerimizin, bankacılık sistemlerimizin, sağlık sektörümüzün, enerji sistemlerimizin, savunma sanayimizin ve kamu kurumlarımızın büyük verisinin ihtimal tüm siber güvenlik saldırı ve tehditlere karşı dayanıklı hale gelmesi hiç olmadığı kadar elzem bir hale gelmiştir" diye konuştu.
Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi 3. Sektör Zirvesi, Antalya'nın Belek Turizm Bölgesi'nde başladı. Zirveye Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, Sanayii ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kaçır, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç katıldı.
Zirvede konuşan Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, teknolojinin en hızlı değişiminin yaşandığı alanların başında gelen "Bilişim Teknolojileri"nin artık ülkelerin açık veya gizli mücadele alanlarından birine dönmüş durumda olduğunun altını çizdi.
Teknolojinin kullanılması ve yaygınlaştırılması için ülkelerin ciddi yatırımlar yaptığına değinen Demir, "Teknolojideki hızlı gelişme aynı hızda ivmeli bir şekilde güvenlik alanındaki bir gelişmeyi de tetikliyor. Bu nedenle bir taraftan hem bilişim sistemlerinin ve hem de klasik bilişim altyapılarımızın da ötesine geçecek şekilde ağ bağlantısı olan her bir cihazın korunması ve bu cihazlar tarafından oluşturulan verilerin güvenliği çok büyük bedeller karşılığında sağlanmak durumunda kalıyor. Özellikle; yazılım temelli teknolojilerimizin, kritik altyapılarımızın, üretim tesislerimizin, bankacılık sistemlerimizin, sağlık sektörümüzün, enerji sistemlerimizin, savunma sanayimizin ve kamu kurumlarımızın büyük verisinin ihtimal tüm siber güvenlik saldırı ve tehditlere karşı dayanıklı hale gelmesi hiç olmadığı kadar elzem bir hale gelmiştir" diye konuştu.
Demir, son 2 yıldır yaşanılan küresel pandemi ile birlikte uzaktan çalışmanın da yaygınlaşması, bir kez daha verilerin güvenliğini sağlamanın ne kadar önemli olduğunu hatırlattığının altını çizdi.
"50'ye yakın siber güvenlik projesi"
Bunun için en verimli ve hızlı çözümün, yerli siber güvenlik ürünlerin kullanımı ile sağlanabileceğini dile getiren İsmail Demir, "Savunma Sanayii Başkanlığı olarak siber güvenlik alanında en verimli ve en hızlı mekanizmaları hayata geçirerek ülkemizin muhtemel saldırılarda kendi kendine yeten ve bütün siber güvenlik çözümlerini üretebilen bir ekosisteme sahip olmasını amaçlıyoruz. Yürüttüğümüz 50'ye yakın siber güvenlik projesi ile hem güvenlik hem de sivil kamu kurumlarımıza ürün ve hizmet sağlamaktayız. Bu kapsamda, 2018 yılında, ülkemizin siber güvenlik alanında kendine yetebilen bir ülke olması hedefiyle, kamu, özel sektör ve akademi temsilcilerinin de katkılarıyla Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi'ni kurarak, yerli siber güvenlik ekosistemini geliştirmek adına önemli bir adım attık" ifadelerini kullandı.
"Satışı arttırmak, büyümelerini sağlamak"
Bugün 3,5 yılı geride bırakan kümelenmenin 200'ün üzerinde üye firmayı, yerli imkanlarla geliştirilen 300'ün üzerinde ürünü ve 400'den fazla hizmet ve eğitimi bünyesinde barındıran bir platform haline geldiğini işaret eden Demir, "Kümelenmemizin 3,5 yıl boyunca Pazara Erişim, İnovasyon, Yeteneğe Erişim, Etkileşim ve Teknolojik Üstünlük başlıklarında gelişimi sağlamak adına 200'ün üzerinde etkinlik gerçekleştirdiğini gururla ifade etmek isterim. Temel hedefi firmalarımızı bir araya getirmek ve geliştirmek olan Kümelenmemiz tarafından 2018 yılından itibaren Pazara Erişimi sağlamak adına 71 farklı organizasyon gerçekleştirilmiştir. Yurt içi ve yurt dışı pazarlarda, firmalarımızı farklı sektörlerdeki alıcılarla bir araya getirmek adına düzenlenen bu organizasyonların en önemli çıktısı, firmalarımızın satışlarını artırmak ve büyümelerini sağlamaktır" dedi.
Demir, sektörün en önemli problemlerinden birinin nitelikli personel ihtiyacı olduğunu ve buna yönelik 2018 yılında başlattıkları eğitim programlarında, siber güvenlik uzmanları yetiştirmek için faaliyetlere devam ettiklerini bildirdi.
"Yeni fikirlere olan ihtiyaç"
Bugüne kadar 94 farklı eğitim programında 264 eğitim verildiğini, 10 binin üzerine kişiye ulaşıldığını aktaran İsmail Demir, "Yeteneğe erişim alanında gerçekleştirdiğimiz 15 yarışma ile yeni yeteneklerin keşfedilmesi ve ödüllendirilmesi sağlanmıştır. Yine Türkiye'de bir ilk olan Siber Lise'nin Başkanlığımızın paydaşı olan Teknopark İstanbul'da kurulmasına öncülük ettik. Bunların yanında, ekosistemin büyümesi için, her alanda olduğu gibi yeni fikirlere çok büyük ihtiyaç duyuyoruz. Bu kapsamda yeni fikirlerin ürüne, ürünlerin markaya dönebilmesi adına düzenlediğimiz fikir yarışmaları, hackathonlar, yatırımcı buluşmaları ve hızlandırma programlarıyla hem mevcut firmalarımızı geliştirmek hem de yeni siber güvenlik firmaları ortaya çıkarmak adına çalışmalarımıza devam ediyoruz" diye konuştu.
"Kendi kendine yeten ülke olmalıyız"
Başkanlık bünyesinde faaliyet veren Teknopark İstanbul'da oluşturulan Siber Güvenlik Kuluçka Merkezinde de siber güvenlik alanındaki startuplara yer vereceklerini kaydeden Demir, "Her geçen gün rekabetçi seviyesi artan yerli siber güvenlik ürünlerimizin kullanım oranlarının artması bize güven vermektedir. Bulunduğumuz coğrafya itibariyle her anlamda güçlü ve kendi kendine yeten bir ülke olmak durumundayız" ifadelerini kullandı.
"Yapay zeka ile yapılanma olması gerek"
Milli Teknoloji Hamlesi'ne de önem verdiklerinin altını çizen İsmail Demir, "Yapay zeka ile ilgili de bir yapılanma olması gerektiğine inanıyorum. Biz bu meselelere yazılımsal olarak yaklaşırken donanımsal anlamda da ülkemizde önemli adımlar atılması gerekiyor. Bundan sonra olacak girişimlerde eğer donanım anlamında geri kalırsak belki de yazılım anlamında alacağımız tedbirlerin etkisiz kalma ihtimali çok büyük" değerlendirmelerinde bulundu.
"Siber saldırıda geçmişte sade yöntemler kullanılıyordu"
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç ise geleceğin teknolojilerinin, güvenlik bakış açılarını kökten değiştirdiğine dikkat çekti.
Yenilikçi teknolojilerle birlikte siber tehditlerin doğası da akıl almaz ölçüde değişmeye devam ettiğini işaret eden Koç, "Siber saldırıların seyrine baktığımızda geçmişte oldukça sade yöntemler kullanıldığını görüyoruz. Kişisel bilgisayarların ilk günlerinde siber saldırganlar bu işi çoğunlukla kendini ispatlamak veya propaganda gibi basit amaçlarla yapıyordu. Saldırı girişimleri belirli yetkinlikteki kişiler tarafından, kısıtlı kaynaklarla gerçekleştiriliyordu. Günümüzde ise siber saldırılar devletler düzeyinde, otomatize edilmiş, daha sık, karmaşık, yıkıcı ve hedef odaklı olmaya başladı. Saldırganların motivasyonları ise çıkar sağlamaya ve zarar vermeye doğru evrildi. Gelecekte ise "nerede o eski siber saldırılar" dedirtecek sürpriz bir ortam bizi bekliyor" ifadelerini kullandı.
"Bilim kurgudaki teknoloji hayatımıza girmeye başladı"
Yakın zamana kadar sadece bilim kurgu filmlerinde görülebilen birçok teknolojinin hayatta yerini almaya başladığına değinen Koç, "Dünyayı bambaşka bir hale getirmesi beklenen büyük veri, yapay zeka, nesnelerin interneti, bulut ortamlar, blok zincir, dijital ikiz, otonom araçlar, kuantum gibi yenilikçi teknolojilerle birlikte siber uzayın daha da genişlediğini görüyoruz. İyi bir yapay zeka, sistemdeki kurallarda tutarsızlıklar ve boşluklar varsa bunları kolayca bulacaktır" diye konuştu.
"Yeni nesil teknolojiyle donatı"
"Geleceğin teknolojileri hepimiz için büyük kolaylıklar getirecek harika araçlar olmakla birlikte, bir suç örgütünün elinde oldukça tehlikeli bir boyut kazanabilir" diyen Koç, "Yeryüzünde teknoloji ve yeniliklere en hızlı adapte olan grupların suç örgütleri olduğu dikkate alındığında, bu teknolojinin de ilk kullanıcılarının suç örgütleri olacağını tahmin etmek zor değil. Siber saldırılara karşı geliştirdiğimiz birçok farklı sistemimiz var ama bunlar hackerların insan olduğu zamanlarda geliştirildi ve insan hackerların davranış modeline göre dizayn edildi. Yeni nesil güvenlik tehditleriyle baş edebilmek için bu sistemleri yeni nesil teknolojilerin potansiyeliyle donatmamız gerekiyor" açıklamasını yaptı.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.