Değersizlik kalıbı olanlar "hayır" diyemiyor
Holistik Terapi Uzmanı Nilay Arslan, hayır diyemeyenlerin genellikle kendisini kabul ettirme çabası içinde olduklarını belirterek, bu kişilerin kendilerini...
Holistik Terapi Uzmanı Nilay Arslan, hayır diyemeyenlerin genellikle kendisini kabul ettirme çabası içinde olduklarını belirterek, bu kişilerin kendilerini kullandırmaya ve istismar etmeye çok açık olduğunu kaydetti.
Terapi Uzmanı Nilay Arslan, "hayır" diyememenin büyük bir sorun olduğunu kaydederek, onaylanma ve kendini kabul ettirme ihtiyacının bir göstergesi olduğunu ifade etti. İstemediği halde her şeyi kabul edenleri "değersizlik kalıbı olan kişiler" olarak tanımlayan Arslan, bu durumun çözüm yolları hakkında da bilgiler verdi.
"Hayır" diyememenin reddedilme korkusundan kaynaklandığını vurgulaya Nilay Arslan, bu kişilerin kendilerini kullandırmaya ve istismar edilmeye çok açık olduklarını ifade etti. Arslan, "İnsanı en çok tüketen durumlardan biridir "hayır" diyememek. Bir insan, benliğiyle çeliştiği halde her seferinde kendini yok sayıp karşı tarafa öncelik veriyorsa bir müddet sonra alanı bozulur, frekansı düşer ve karşısına buna uygun frekansta kişileri çeker. "Ben hayır dediğimde kırılır, üzülür" diye düşünerek her şeyi kabul eden, kimseye "hayır" diyemeyen, onaylanmak ve kendini daha fazla kabul ettirmek isteyenler, "değersizlik kalıbı" olan kişilerdir. Özgüven ve özdeğeri düşük kişiler "hayır" demekte zorlanır" dedi.
"Kötü muameleye maruz kalan çocuklarda ortaya çıkıyor"
Nilay Arslan, değersizlik hissinin kötü muamelere maruz kalan çocuklarda ortaya çıktığını hatırlatarak, "Değersizlik kalıbının kökeni, kişinin kendi hikâyesine göre değişir. Bu his doğuştan gelmez, başka insanların yaşattıkları neticesinde ortaya çıkar. Öğretmenleri, akranları veya ebeveynleriyle iletişiminde olumsuz deneyimler yaşayan, kötü muameleye maruz kalan, sık sık suçlanan, eleştirilen, kötü ve değersiz olduğu mesajları verilen, hep yargılanan çocuklar, maalesef bu duyguyu geleceğe taşır. Bu kişiler, maruz kaldıkları eleştiriler kadar kendilerini ve çevrelerini de eleştirebilir ve bu bir kısırdöngü haline gelebilir. Geçmişte sıkça yargılanmış, eleştirilmiş kişiler; başkalarına çok fazla değer verir, ilişkilerde hep alttan alan taraf olur, mutsuz evliliği/ilişkiyi bitiremez, karşısındakinin her dediğini koşulsuz şartsız kabul eder ve karşı tarafa değer vererek değerli olduğunu hisseder. Suçlu olmadıkları halde kişiliklerinden taviz vererek kendilerini adeta koruma altına aldıklarını zannederler" ifadelerini kullandı.
Özgüveni arttırmanın yolları
Özgüven ve özdeğeri artırmanın mümkün olduğunu belirten Nilay Arslan, bunun için ise, "Öncelikle bilinçaltı kodlarınızı değiştirin, yani olumsuz duygu ve düşüncelerinizi olumluya çevirmeye çalışın. Kendinizi sevin. Özdeğer, kendinizi olduğunuz gibi kabul etmektir. Kendinizle ve sizi siz yapan her şeyle gurur duyun. Geçmişinizle barışın. İnsanların sizi geçmişinizle yargılamasına veya suçlamasına izin vermeyin. Onaylanma ihtiyacı duymayın. Sürekli başkalarının onayı ve kabulüyle mutlu olacağınız düşüncesini aklınızdan çıkarın. Fedakârlıkları azaltın, "hayır" demeye başlayın. İnsanların sevgisini kaybetmemek için yapmak istemediklerinizi yapmayın ve istemediğinizi rahatlıkla söyleyin. Sorunlarınızı çözemediğiniz durumlarda terapi almaktan çekinmeyin" diye konuştu.
Muhabir Türk
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.