Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Rusya-Ukrayna savaşında ’Montrö’ vurgusu

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Rusya-Ukrayna savaşında ’Montrö’ vurgusu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bölgemizde sulh-u sükunun hakim kılınması için Montrö Sözleşmesinin ülkemize verdiği yetkilerin kullanımı dahil...

A+A-

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bölgemizde sulh-u sükunun hakim kılınması için Montrö Sözleşmesinin ülkemize verdiği yetkilerin kullanımı dahil elimizden gelen her türlü gayreti göstermeye devam edeceğiz. BM Genel Kurulunda alınan kararların bağlayıcı yönü bulunmadığı için de çatışmaları sonlandıracak hiçbir adım atılamamıştır" sözlerine yer verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya'da bu yıl 2'ncisi düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu'nun (ADF) açılış programına katıldı. Turizm merkezi Belek'teki NEST Kongre Merkezi'nde düzenlenen formun açılışında konuşan Erdoğan, Rusya ve Ukrayna arasında devam eden savaşta Türkiye olarak hem can kayıplarının önüne geçmek hem de bölgede barış ve istikrarı yeniden tesis etmek için yoğun çaba harcadıklarını söyledi. Erdoğan, temennisinin bir an önce sağduyunun galip gelmesi ve silahların bir an önce susması olduğunu kaydetti.

"Montrö Sözleşmesinin ülkemize verdiği yetkilerin kullanımı dahil elimizden gelen her türlü gayreti göstermeye devam edeceğiz"

Erdoğan konuşmasında, "Bugün görüştüğümüz bir dost dedi ki "Bir SİHA bizim ülkemize düştü." Şu anda o da dinleyicilerin arasında. Hiç ilgisi alakası olmayan ülkeyi de bu silahlar vuruyor. Bu doğrultuda kriz öncesinden başlayıp bugüne kadar süren yoğun bir diplomasi trafiği yürüttük. 25-30'a yakın lider ile görüşmelerim oldu, devam ediyor. Aynı şekilde bakan arkadaşlarımın da görüşmeleri oldu. Yaptığımız tüm görüşmelerde olduğu gibi bugün ve yarın sürecek temaslarımızda da çözüm tekliflerimizi muhataplarımız ile paylaşacağız. Bölgemizde sulh-u sükunun hakim kılınması için Montrö Sözleşmesinin ülkemize verdiği yetkilerin kullanımı dahil elimizden gelen her türlü gayreti göstermeye devam edeceğiz. Güncel sorunlara odaklanırken o sorunları ortaya çıkaran, büyüten esas sebepleri gözden kaçırmamalıyız. Burada genel hatları ile ifade ettiğim birçok meselenin gerisinde İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan müesses nizam vardır. Savaştan galip çıkan 5 devletin menfaatlerini önceleyen mevcut güvenlik mimarisinin günümüzün ihtiyaçlarına cevap veremeyeceği aşikardır" dedi.

"BM Genel Kurulunda alınan kararların bağlayıcı yönü bulunmadığı için çatışmaları sonlandıracak hiçbir adım atılamamıştır"

BM üyesi 193 ülkenin kaderini Güvenlik Konseyi 5 ülkenin insafına bırakan bu sistemin adaletsiz olduğunu belirten Erdoğan, "Ukrayna krizi ile beraber sistemin çarpıklığının ötesinde çok daha büyük açıklarının ve yapısal problemlerinin olduğu ortaya çıktı. Çatışan taraflardan biri veto hakkına sahip daimi üye olunca; soruyorum güvenlik konseyinin rolü boşa çıkmış, sistem iflas bayrağını çekmiştir. BM Genel Kurulunda alınan kararların bağlayıcı yönü bulunmadığı için de çatışmaları sonlandıracak hiçbir adım atılamamıştır. Düşünün 141 üye o 5 üyenin içindeki bir veya 2 üyeye karşı oy kullanırken netice alınamadı. Böyle bir adalet olur mu? İşte mesele artık daha adil bir dünyayı tesis etmek için uzun bir süredir dünya 5'ten büyüktür diyerek sistemin bu yönüne dikkat çekiyor, günümüz şartlarına göre reforme edilmesi gerektiğini hep söyledik" sözlerine yer verdi.

"Dünya 5'ten büyüktür derken sadece kendimiz için bir talepte bulunmuyorduk"

Erdoğan konuşmasının devamında ise, "Sistemin açıkları bilinmesine rağmen veto yetkisini elinde tutanlar gücü paylaşmaya yanaşmadığı için reform talepleri görmezden gelindi. Veto hakkı olmayan geçici üyelik bu da çok komik geliyor. 15 tane geçici üye 5 tane de daimi üye böyle komik bir şey olur mu? Bununla nereye varılır. Geçici üye olmak için de o ülkeler ben de geçici üye olabilirim diye çırpınıyorlar. Olsan ne yazar. Aynı şeyi biz de yaşadık. Faydası var mı? Yok. Elini kaldır, indir. Asıl iş o 5'ten bir tanesinde. Bir tanesi ne derse o oluyor. Geçici üyelik üzerinden sistemin yapısal sorunlarının üstü örtülmeye çalışıldı. Bizim gibi doğru bildiklerini yüksek sesle haykırmaktan çekinmeyen ülkeler ise haksız, temelsiz, son derece çirkin ithamlar ile susturulmak istendi. Oysa biz dünya 5'ten büyüktür derken sadece kendimiz için bir talepte bulunmuyorduk. Milletimizin hakkı ile beraber tüm insanlığın hakkını, hukukunu, ortak menfaatini de savunmaya çalıştık" açıklamasını yaptı.

"BM reformu çabalarımızı arttıracak sürdüreceğiz"

5 ülkenin çıkarı yerine tüm insanlığa hizmet edecek yeni bir küresel güvenlik mimarisinin kurulmasının şart olduğunu sözlerine ekleyen Erdoğan, "Daha adil bir dünyanın mümkün olduğu inancı ile önümüzdeki dönemde BM reformu çabalarımızı arttıracak sürdüreceğiz. Aydınlık yarınlar uğrunda vereceğimiz bu mücadeleye sizlerin de gereken desteği sağlayacağına yürekten inanıyorum. Türkiye olarak uluslararası alanda inşa ettiğimiz projeleri hayata geçirmek için sadece güçlü bir iradeye değil yeni bir paradigmaya ihtiyaç vardır. Diplomasiye yaklaşımımızın da değişmesi dönüşmesi yeniden ele alınması kanaatindeyiz" dedi.

"Asıl maharet sorunlara daha filizlenmeden zamanlıca müdahil olabilmektir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Diplomasiden problemleri çözme kabiliyeti yanında daha çok sorunları önlemede de istifade edilmelidir. Diplomasinin birincil görevi barışı tesis etmek değil barışı ve istikrarı tahkim etmek olmalıdır. Asıl maharet sorunlara daha filizlenmeden zamanlıca müdahil olabilmektir. Diğer türlü maliyetlerin artması vakit ve enerji kaybının yaşanması acıların ve zulümlerin derinleşmesi kaçınılmazdır. Yenilikçi bir diplomasi anlayışını hep birlikte geliştirmemiz şarttır. Bu çabalarımızda bize yol gösterecek maziden gelen zengin bir hazine yanında iyi ve başarılı örnekler de olduğunu biliyoruz."

"Yapılacak tartışmaların ve sunumların sizlere yeni ufuklar açacağına inanıyorum"

"Karadeniz Ekonomik ve İşbirliği Teşkilatı, Medeniyetler İttifakı, Avrupa Birliği Afrika Birliği gibi örneklerden yararlanmamız gerektiğine inanıyorum" diyen Erdoğan, "Bu çerçevede forumun temasının diplomasiyi yeniden kurgulamak olarak belirlenmesini son derece isabetli buluyorum. Yapılacak tartışmaların ve sunumların sizlere yeni ufuklar açacağına inanıyorum. Bölgemize ve dünyaya dair kritik meselelerin ele alınacağı ikinci ADF'nin diplomasi üzerine yeni açılımlara, yeni önerilere, yeni fikirlerin yeşermesine vesile olmasını temenni ediyorum. Forumun icrasında emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Antalya halkına ev sahipliği için teşekkür ediyorum. Savaşların olduğu değil barışın egemen olduğu bir dünya için sizleri selamlıyorum" ifadelerini kullandı.

Bu haber toplam 612 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.