DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Kürt kardeşlerimizi baskı altında tutmak için her şeyi yapıyor. Süleymaniye'yi ele geçirmişler. Kürtlere zulmediyorlar. Türkiye'de de Suriye'de de Irak'ta da Kürtlerin en büyük düşmanı PKK'dır" dedi.

Bakan Çavuşoğlu, Antalya'da Doğu ve Güneydoğu Anadolulu iş insanları ve kanaat önderleri ile bir araya geldi. Burada konuşan Çavuşoğlu, yıllarca belli çevrelerce ülkede yaşayanların Türk-Kürt diye ayrıştırılmaya çalışıldığını dile getirdi. Doğulu, Güneydoğulu insanların ferasetine, basiretine inandığını aktaran Çavuşoğlu, "Bunları unutmamak lazım. Bu vatan topraklarında herkes birinci sınıf vatandaştır. Sadece sözle söylemek istemedik. Yatırımlarla Doğu ve Güneydoğu'ya en iyi hizmeti veriyoruz" diye konuştu.

Bu bölgelere yapılan yatırımlardan bahseden Bakan Çavuşoğlu, "Güya Kürt kardeşlerimizin haklarını savunmak iddiasında olan PKK, bugüne kadar bu aziz halka ne verdi? Zulümden başka ne verdi? Çocuklarınızı zorla, tehditle dağa kaçırmaktan, malınıza, hayvanınıza el koymaktan başka ne verdi? Kamu hizmetlerini sabote etmekten, hastanelere saldırmaktan başka ne yaptı? Şimdi ise Diyarbakır'da, diğer illerden gelen annelerin gözyaşında boğuluyorlar, boğulacaklar da. Gencecik kızlarımız, çocuklarımız dağlara götürülüp kandırılıyor. Bazıları kaçtı, bazıları kaçarken öldürüldü. Bazıları da annelerin baskısına dayanamayıp, PKK tarafından gönderildi. Yurt dışında da aynı şeyler var. Bazı ülkelerde yerel makamların göz yummasıyla yurt dışına çıkan kardeşlerimizin iş yerlerine gidip, haraç vereceksin diyor. Vermeyeni, veremeyeni dövüyor, dükkanını yakıyorlar. O kardeşlerimiz de başkonsolosluklara büyükelçiliklere gelip, "Bizi kurtarın" diyor. Çocuk, yaşlı demeden masum insanların canına kastetmekten başka ne yaptı?" dedi. "BENİM KÜRT HALKIM ARTIK UYANDI'

Terör örgütünün çocuk, yaşlı demeden masum insanların canına ve kanına kastettiğine değinen Çavuşoğlu, şunları söyledi: "Yeri geldi, devleti suçlu göstermek için Kürt halkına ateş açtı. Güneydoğu'yu güvensiz, yatırımsız, işsiz hale getirmek için terör saldırılarını başlattılar. Amaç iş, aş ve yatırım olmasın, insanları dağa götürsünler. Benim Kürt halkım artık uyandı. Refahı gördü. Ülkenin istikrarını bölgenin huzurunun ne demek olduğunu Kürt halkım gördü. Kamu görevlileri o bölgelere "güvenlik yok" diye gitmekten kaçıyordu. Bizlere gelip, torpil istiyordu. İş adamları ihalelere girmiyordu. Bazı dış mihraklar, Kürt kardeşlerimizi kendi büyük stratejik oyunlarında piyon olarak gördüler ve görmeye devam ediyorlar. O yüzden PKK'yı destekliyorlar. Suriye'nin kuzeyinde de en çok Kürt halkına zulmeden YPG/PKK'yı desteklemenin sebebi bu. 300 bin Kürt kardeşimiz Türkiye'ye geldi. Bunlar YPG'nin, PKK'nın kontrol ettiği bölgeye geri dönebiliyor mu? Hayır. Çünkü PKK istemiyor. Bunlar inançlı, muhafazakar, teröre karşı Kürtler. Birçoğu Almanya'ya kaçtı. Sık sık bize gelirler. Suriye Kürt Ulusal Koalisyonu, PKK'nın Kürtlere yaptığı zulümden bahseder. Kürtlerin Suriye'de yeri olmalıdır. İlk defa bizim telkinlerimizle Kürt kimliği Suriye'de tanınmaya başlandı."

'KÜRT KARDEŞLERİMİZE NE YAPTIKLARINI UNUTAMAYIZ'

Terör örgütlerinin Irak'ta da Kürtlere zulmettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Erbil'i zayıflatmak için. Kürt kardeşlerimizi baskı altında tutmak için her şeyi yapıyor. Süleymaniye'yi ele geçirmişler. Kürtlere zulmediyorlar. Türkiye'de de Suriye'de de Irak'ta da Kürtlerin en büyük düşmanı PKK'dır. Biz orada da Türkiye'de olduğu gibi Kürt kardeşlerimizi desteklemeye devam edeceğiz" diye konuştu.

Türkiye'nin eskiye dönme lüksünün olmadığını ifade eden Çavuşoğlu, şunları söyledi: "Siyaset ortamında bile tohumu ayrıştırmak için siyasilerden, adaylardan garip garip açıklamalar videolar. Ben Kürdüm ben Aleviyim, ben Türküm, ben şuyum. Ya kardeşim sana soran var mı? Türksen Türklüğünle gurur duy, Kürtsen Kürtlüğünle gurur duy, Yörük de olabilirsin ama bu siyaset içinde, toplum içinde ayrıştırıcı unsur değil. Türkiye'yi birleştirici unsurlar, bunlar. Bunlar bizim zenginliklerimiz. Ayrıştırmaya çalışıyorlar. Bu zihniyetin geçmişte Kürt kardeşlerimize ne yaptıklarını unutmadık. O zulümleri, karanlık günleri unutamayız. Unutursak tekrarlanır. Tekrarlanmaması gerekiyor. O karanlık günlere Türkiye'nin dönmemesi gerekiyor. Kürtmüş, Türkmüş, Arapmış, Aleviymiş ayrımlarına artık Türkiye'nin dönme lüksü yoktur."

'İHANET İÇİNDE MİSİNİZ'

FOTOĞRAFLI

DHA